Kahramanmaraş Depreminin İkinci Yılı: Yaralar ve İhya Çalışmaları
Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Ne yaralar sarılabildi ne de bölgede hayat normale döndü. İletişim Başkanlığı'nın hazırladığı rapor, bu süreçte yapılan çalışmaların yetersizliğini ortaya koyuyor. Kitapta, iktidarın söz verdiği ancak gerçekleştiremediği projeler dikkat çekiyor.
İki Yıldır Misafirler
İletişim Başkanlığı, depremin ikinci yılı için “Asrın Felaketinin 2. Yılı: İnşa ve İhya Çalışmaları” adlı 606 sayfalık bir kitap yayınladı. Kitapta, iktidarın bu süreçte gerçekleştirdiği çalışmaların yanı sıra, hala konteyner kentlerde yaşayan insanların sayısı da vurgulanıyor. Kitapta, “Bugün geldiğimiz noktada 397 konteyner kent ve 212 bin 529 konteyner kurulumu gerçekleştirilmiştir.” ifadeleri yer alıyor.
Bu konteynerlerde toplam 651 bin 958 kişinin yaşadığı belirtiliyor. Ayrıca, kurulan konteynerlere 105 bin vantilatör ve 149 bin 305 klima takıldığı bilgisi de kitapta yer almakta. Ancak, bu kadar büyük bir nüfusun hala konteynerlerde yaşaması, yapılan çalışmaların yetersizliğini gözler önüne seriyor.
75 Milyar Dolar Harcama
Kitapta, “Büyük bir afetin neden olduğu yıkımı tamir etmek ve yaraları sarmak elbette kolay olmadı” deniliyor. 2023 ve 2024 yıllarında bu amaçla toplam 2.6 trilyon TL, yani bugünkü kurla 75 milyar dolar harcama yapıldığı ifade ediliyor. Bu harcama, deprem sonrası yapılan inşaat ve iyileştirme çalışmalarını kapsamaktadır.
Ancak, 75 milyar dolar harcandığına göre neden yüzbinler hala konteynerde yaşıyor sorusu yanıt bulamıyor. Kitapta, bu durumun nedenleri üzerine herhangi bir açıklama yapılmamış olması, kamuoyunda daha fazla tartışma yaratıyor. Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için 2025 yılı bütçesinde toplam 584 milyar TL ayrıldığı belirtiliyor.
Sonuç ve Değerlendirme
Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, bölgedeki durum hala iç açıcı değil. İletişim Başkanlığı'nın raporu, yapılan harcamaların ve projelerin yetersizliğini gözler önüne seriyor. Bu durum, depremzedelerin yaşam koşullarını olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Sonuç olarak, depremin yaralarının sarılması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği aşikar. İktidarın bu süreçte daha etkili ve hızlı adımlar atması, depremzedelerin yaşam standartlarını iyileştirmek adına büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, bu acı gerçekler daha da derinleşebilir.