Eski Savunma Bakanı Gallant'tan Tünel Açıklaması: Gerçekler Ortaya Çıkıyor
Eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, bu gece KAN televizyonunda yayımlanacak röportajda, ordunun Gazze'nin Mısır sınırında Hamas'a ait olduğu iddia edilen tünel fotoğrafının gerçekte bir su kanalı olduğunu açıkladı. Bu açıklama, ateşkes müzakereleri sırasında dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Gallant, ordunun bu dönemde paylaştığı fotoğrafın aslında üzeri toprakla kaplı bir metre derinlikteki bir su kanalı olduğunu belirtti. Bu durum, kamuoyunun yanıltıldığını gösteriyor. Eski bakan, Gazze-Mısır sınırındaki Philadelphi Koridoru'ndan silah kaçakçılığına rastlamadıklarını ifade etti.
Ateşkes Anlaşmasını Önleme Girişimi
Gallant, bu fotoğrafın aslında bir tünel değil, ateşkes anlaşmasını önleme girişimi olduğunu vurguladı. Bu açıklama, ateşkes müzakerelerinin yoğunlaştığı Ağustos 2024'te gündeme geldi. KAN, bu bağlamda önemli bir noktaya dikkat çekti.
Eski bakanın açıklamaları, İsrail ordusunun daha önceki iddialarını sorguluyor. Ordunun, Hamas'a ait olduğu öne sürülen tünelin aslında bir su kanalı olduğunu kabul etmesi, müzakereler üzerindeki etkileriyle dikkat çekiyor.
Dolaşıma Sokulan Sahte Görüntü
Söz konusu fotoğrafta, tünel çıkışı gibi bir noktada askeri cipin yer aldığı görülüyor. Ancak, bu görüntünün gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. İsrail ordusu, bu dönemde Hamas'a ait Mısır sınırındaki askeri tünelin genişliğinin bir araç geçebilecek kadar olduğunu öne sürmüştü.
Bu durum, kamuoyunda büyük bir tartışma yaratıyor. Gallant'ın açıklamaları, bu sahte görüntülerin nasıl dolaşıma sokulduğunu sorgulatıyor. Bu tür yanıltıcı bilgiler, müzakerelerin seyrini etkileyebilir.
Netanyahu'nun Siyasi Hesapları
İsrail yönetimi, özellikle Başbakan Binyamin Netanyahu, ateşkes müzakerelerinde Gazze-Mısır sınırındaki Philadelphi Koridoru'nun kritik olduğunu ifade etti. Netanyahu, buradan çekilmeyi reddettiklerini belirtti. Bu durum, siyasi hesaplarla eleştiriliyor.
Netanyahu, içeride İsrailli esirlerin aileleri ve uluslararası alanda Gazze'de bir ateşkes ve esir takası anlaşmasını önlemekle suçlanıyor. Bu eleştiriler, müzakerelerin geleceği açısından önemli bir konu olarak öne çıkıyor.