mansetoku.com

Türkiye'nin İmralı Süreci: İkinci Aşama ve Beklentiler

Blog Image
Türkiye'de İmralı sürecinin ikinci aşamasına geçiş yapılıyor. Abdullah Öcalan ile görüşmelerin ardından beklenen gelişmeler ve siyasi partilerin tutumları değerlendiriliyor.

Türkiye'nin İmralı Süreci: İkinci Aşama ve Beklentiler

Türkiye, İmralı sürecinin ikinci aşamasına geçiş yapıyor. Bu aşama, Abdullah Öcalan ile yapılacak görüşmelerle başlayacak. Siyasi partilerin tutumları ve süreçle ilgili beklentiler değerlendiriliyor.

İlk aşamada yapılan görüşmelerde, DEM Heyeti'nin siyasi parti ziyaretleri önemli bir yer tuttu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin süreci başlatan ilk çıkışı, siyasi partiler arasında en çok konuşulan konulardan biri oldu. Ahmet Türk, Bahçeli ile ilgili düşüncelerini paylaşarak, “Eski Devlet Bey gitmiş, yepyeni bir Devlet Bey gelmiş” ifadesini kullandı. Bu durum, DEM Heyeti'nin Bahçeli'ye duyduğu güveni ortaya koydu.

İkinci Aşamanın Şifreleri

İkinci aşama, DEM'in İmralı'daki Abdullah Öcalan ziyareti ile başlayacak. Ankara'daki beklentiler, sürecin uzamasının istenmediği yönünde. Geçmişteki örnekler, uzayan süreçlerin başarı şansını azalttığını gösteriyor. DEM'in İmralı ziyaretinin ardından, Öcalan'ın açık ve net bir açıklama yapması bekleniyor.

Öcalan'ın çağrısının, KCK yapılanması ve altındaki tüm terör örgütlerini kapsaması isteniyor. Yani PKK, YPG ve PYD gibi unsurların silah bırakması ve kendilerini lağvetmesi bekleniyor. Ankara, bu konuda hiçbir pazarlığa açık değil. Silah bırakma ve lağvetme konuları hayata geçmeden başka bir konu gündeme gelmeyecek.

DEM Heyeti'nin Mesajları

DEM Heyeti, siyasi partilere “Örgüt Öcalan’ın sözünü dinler” mesajını vermiş olsa da, farklı senaryoların yaşanabileceği de gündeme geliyor. Ankara'nın talebi, KCK yapılanması ve altındaki tüm örgütlerin lağvedilmesi. Eğer Kandil bu karara uymazsa, hükümetin ve MHP'nin yanıtı net: “Silah bırakanla barış yaparız, silah bırakmayanla savaşırız.”

Öcalan’ı dinlemeyenler, artık onun kurduğu örgüt olmadıklarını ortaya koymuş olacaklar. Bu durumda, eğitilip donatıldığı ABD ya da son dönemde bağlantılar kurduğu İsrail’in terör örgütü konumuna düşecekleri öngörülüyor. Türkiye, çağrıya uyanlarla siyasi süreci konuşacak, uymayanlara karşı ise terörle mücadele konusunda tavizsiz bir savaş sürdürecek.

Yeni ABD Yönetimi ve DEAŞ

Türkiye'nin bölgedeki hamleleri üzerine ABD'nin mevcut yönetiminden gelen ziyaretler ve telefonlar, süreçteki yeni yönetimin belirleyici olacağı düşünülüyor. ABD’nin SDG çatısı altındaki terör örgütünü silahlandırmasının gerekçeleri arasında DEAŞ ile mücadele, İsrail’in güvenliği ve Suriye’deki Rusya ve İran varlığı yer alıyordu. Ancak bu gerekçelerin ortadan kalktığı söylenebilir.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Yeni yönetimin DEAŞ’la etkin bir şekilde mücadele etme kapasitesini güçlendirmek için birlikte çalışabiliriz” ifadelerini kullandı. Yeni Suriye hükümeti, DEAŞ’ın kamp ve hapishanelerinin yönetimini devralmaya hazır. Türkiye, yeni hükümete bu konuda her türlü desteği vereceğini belirtti.

El-Hol kampında yaklaşık 50 bin kadın ve çocuğun, hapishanelerde ise farklı ülkelerden 7 bine yakın erkek mahkûmun bulunduğu biliniyor. Avrupalı DEAŞ mensuplarının uluslararası hukuk çerçevesinde kendi ülkelerine alınmaları gerektiği vurgulanıyor. Yeni Suriye hükümeti, Türkiye’nin lojistik desteği ile hapishanelerden sorumlu olmayı masaya taşıdı.